Çocukluk dönemimde takılmaya başladı dilime;
Her yasağın karşısında, mutlak bir bahane.
Bildiğim ilk özgürlük abidesi, şimdi İzmir ‘de.
İlk kurşunu sıkmıştı düşünmeden, Hasan Tahsin,
Özgürlük uğruna, düşman kurşunuyla şehit edildiğinde.
Bağımsızlığında, özgürlüğü tanıdı Cumhuriyet ‘te milletim,
Bir avuç yobaz din taciri, düşmanıydılar medeniyetin,
Uğrunda nice can verenlerdendi, kıydıklarında canilerin,
Çok gençti henüz, Kubilay’ım ve Cumhuriyet ‘im,
Kana bulandığında, Menemen’ de bir kez daha bedenim.
Sonra, ulusal özgürlüğü tanıdım kitaplarında,
Yine ölümü göze alıyordu birileri, özgürlüğün yolunda.
Adına demokrasi dedikleri, karanlık iktidarlarında.
Bu kez ölüm, şimdi başka bir gencin omuzlarında,
Hain kurşunla yatıyordu Turan Emeksiz Bayezıt Meydanı ‘nda.
Yetmişli yıllarında, daraltılırken sınırları emeğe özgürlüğün,
İstemeyecekti isyanını birileri, işçimin, köylümün ve de gençliğimin.
Ellerindeydi hiç eksik olmayan silahları demokrasi havarilerinin.
Katlediyorlardı her birini bir yerinde, gençlerini ülkemin.
Utanmadan tek ses oldu, şimdi işgal edilmişti meclisi milletimin.
Asıyorlardı, ülkemin geleceğini emanet ettiği gençliğini, Atatürk’ ümün.
Her geçen sene bir öncekinden daha fazla karardı,
Ülkemi ve ülkemin insanını saran özgürlük bulutları,
Kardeşi kardeşe kıydırttı,12 EYLÜL ‘ün soysuz soyluları.
Bir yandan bölgelere ayrılırken Anadolu’ mun toprakları,
Açlığa terk edildi halkım, peşkeş çekilip satılıyordu yarınları.
İşte geldik Sevr’ in dayatıldığı, ülkemi yönetenlerin satıldığı bu zamana.
Yok ediliyor devrimlerin, uyan artık ses ver, özgürlük uğrunda ölen canlara!
Bu ülke senindir işçim, köylüm, emekçim gençliğim hadi artık kalk ayağa!
Çiğnetme gururunu ve de toprağını, işgal altındaki Çankaya’da oturanlara!
M.Faik AKINCI
21.09.2008
|